Eğitimde 4+4+4 düzenlemesinin öğrenciler üzerinde yol açtığı hasar derinleşiyor

“4+4+4 düzenlemesi” olarak bilinen 6287 sayılı Kanun’un uygulamaya konulduğu 2012-2013 öğretim yılında 60-84 ay aralığında farklı yaşlarda ilkokul birinci sınıfa başlayan öğrencilerin merkezi sınavdaki akademik performanslarının büyük yaş kümesindeki öğrencilerin çok gerisinde kaldığı ortaya çıktı.

Bu öğrencilerin sekizinci sınıfı tamamladıkları 2020’de girdikleri Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılan merkezi sınavdaki akademik performansları Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Ekber Şahin, araştırma vazifelisi Dr. Nergiz Kardaş İşler ve Başşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden öğretim vazifelisi Dr. Saadet Zoraloğlu’nun gerçekleştirdiği araştırma kapsamında tahlil edildi.

Araştırmada 9 bin 582 sekizinci sınıf öğrencisi ilkokula başlama yaşlarına nazaran 60-65 ay, 66-68 ay, 69-71 ay, 72-74 ay, 75-77 ay, 78-80 ay ve 81-84 ay olmak üzere gruplandırıldı. Bu kümelerin 2020 LGS merkezi imtihan puanları ve bu imtihanın alt testlerindeki net hakikat sayıları ortasında karşılaştırmalar yapıldı. Araştırma sonucunda küçük yaş kümesindeki öğrencilerin akademik performanslarının büyük yaş kümesindeki öğrencilerin epey gerisinde kaldığı tespit edildi.

36 PUANLIK FARK

Bu öğrencilerin LGS imtihan puanı ortalamasının 295.55 olduğu, yaş kümesi yükseldikçe kümeler ortasındaki puan farkının arttığı, en küçük öğrenci kümesinin (60-65 ay) ortalaması ile en büyük öğrenci kümesinin (81-84 ay) ortalaması ortasında 36.29 puanlık büyük bir fark oluştuğu saptandı. İlkokula başlama yaşlarına nazaran yedi kümeye ayrılan öğrencilerin, sözel kısmın Türkçe, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Yabancı Lisan alt testindeki net yanlışsız sayıları ortasında manalı bir fark olduğu tespit edildi. Birebir biçimde, sayısal kısmın Matematik ve Fen Bilimleri alt testindeki net gerçek sayıları ortasındaki farkın da manalı olduğu görüldü. Bulgular, küçük yaş kümesindeki öğrencilerin alt testlerdeki net yanlışsız sayılarının daha üst yaş kümelerindeki öğrencilere nazaran daha az olduğunu ortaya koydu. 

İLKOKUL 5 YIL OLMALI 

Araştırmanın teklifler kısmında şunlar sıralandı:

• İlkokulların birinci sınıflarına 72 ayını doldurmuş çocukların kaydının yapılması gerekir.
• Okula başlama yaşı ile ilgili karar veli isteğine bırakılamaz. 
• İlkokul birinci sınıfa yasal düzenleme çerçevesinde kayıt hakkı bulunan tüm öğrencilerin ilkokul eğitimine hazır olup olmadıkları gelişim uzmanları tarafından değerlendirilmeli, kesin kayıt ya da kayıt erteleme süreçleri uzman görüşüne uygun olarak yapılmalı.
• Göreceli yaş tesirini azaltmak, okula ahengi güçlendirmek ve ortaokul kademesine hazır bulunuşluğu her istikametiyle sağlayabilmek için ilkokul eğitimi mühleti dört yıldan beş yıla çıkarılmalı.
• Okul öncesi eğitim, mecburî eğitim kapsamına alınmalı.

SİSTEM İÇİNDE UNUTULDULAR

Araştırmadan çıkan öteki sonuçlar şöyle:

• 4+4+4 düzenlemesi sonucunda oluşan 24 aylık yaş farkı, sekizinci sınıfta da küçük yaş kümesindeki öğrencileri dezavantajlı bir duruma getirecek formda kalıcı bir görünüm sergiledi.
• Normal şartlarda oluşan ve 12 ayı geçmeyen izafî yaş farkının 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte bir anda 24 aya çıkması, küçük yaş kümesindeki öğrencilerin akademik performanslarının ortaokul tamamlandığında da büyük yaş kümesindeki öğrencilerin gerisinde kalmasına neden olan temel etkenler ortasında sıralandı.
• 4+4+4 düzenlemesi ile ilkokul birinci sınıfa başlayan öğrencilerin izleyen yıllardaki gelişimlerini pahalandıran araştırmalarda küçük yaş kümelerinin büyük yaş kümelerine nazaran hayli dezavantajlı olduğunun belirlenmesine karşın bu öğrenciler için destekleyici hiçbir sistematik çalışma yürütülmedi, küçük yaş kümesindeki öğrenciler sistem içinde unutuldu.
• 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte beşinci sınıfın ortaokula dahil edilmesi, küçük yaşta birinci sınıfa başlayan öğrencilerin akademik performanslarının sekizinci sınıfa gelindiğinde de büyük yaş kümelerinin geride kalmasını etkileyen bir öteki etken oldu.