AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamu özel işbirliği ile yapılan projelere ait bulunduğu değerlendirmelere dair kendisine sorulan soruya, “O, vergi memuru. Lakin ben ekonomistim. Aramızdaki fark bu. İşim benim bu işlerle geçti” karşılığını vermişti.
Kılıçdaroğlu ise Erdoğan’ın bu açıklamasına toplumsal medya hesabından karşılık vererek, “Sen ekonomist değil, olsan olsan 5’li çetenin tahsildarı olursun. Halkın parasına göz dikmiş bir tahsildar!” demişti.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın ise, Kılıçdaroğlu hakkında tedbiren ikaz kararı verildiğini şöyle açıkladı;
“Ankara 16’ncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01 Nisan 2022 tarihli orta kararı ile ihtiyati önlem talebimizin kabulüne karar vererek, Türk Uygar Kanunu 24 ve 25’inci hususlar kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında ‘Beşli çetenin hamisi ve pazarlamacısı’, ‘Beşli çetenin tahsildarı’ ve ‘Tefecilere hizmet eden’ tabirlerini kullanırken davalı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bundan sonraki süreçte daha dikkatli olması istikametinde ihtiyati tedbiren uyarılmasına karar verilmiştir.”
” ‘BEŞLİ ÇETE’NİN TAHSİLDARI ÜZERE DAVRANDIĞINI KANITLARLA İSPATLAYACAĞIZ”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise davaya ait kararı ve süreci Cumhuriyet’e kıymetlendirdi.
Erdoğan’ın kişilik haklarının ihlal edildiği dava münasebetine ait konuşan Çelik, “Genel liderimizin dava konusu yapılan açıklamasında hiçbir biçimde hakaret kelamı yoktur. Tam bilakis genel liderimizin dava konusu yapılan eleştirel değerlendirmesi, bütünüyle haklı ve yanlışsız olgulara dayalı bulunmaktadır. Yani genel liderin o tenkidinde söz etmiş olduğu ‘beşli çetenin’ bir manada Erdoğan tarafından korunduğu, onun tahsildarı üzere davrandığı özelindeki tenkitlerin haklı destekleri bulunmaktadır. Hakikaten açılmış olan bu davada sunacağımız kanıtlarla ve bilgilerle bu durumun gerçekliğini ispatlamış olacağız” dedi.
“ERDOĞAN’IN ZENGİNLEŞME ANLAYIŞINI ORTAYA KOYUYOR”
Çelik, 1 milyon liralık tazminat bedeline ait ise, “Erdoğan tarafından 1 milyon liralık dava açılmış olması elbette tarafımızca polemik konusu yapılacak. Örneğin, genel liderimizin Erdoğan’a yönelik 5 kuruşluk dava açmasının bir münasebeti var. Genel liderimiz, 5 kuruşluk açtığı manevi tazminat davalarını ‘Erdoğan’a biçtiğim bedel gereğince’ diyerek tabir ediyor. Onun kişiliğinin bir manada pahasına nazaran 5 kuruşluk dava açılmasının talimatını güdüyor. Erdoğan 1 milyonluk dava açıyor. Bu öncelikle ortalarındaki kişilik farkını gösteriyor, ikinci olarak genel liderimizin asla ve asla paraya tamah etmediğini, alın terine verdiği kıymeti gösteriyor. Erdoğan ise tam bilakis ne değerine olursa olsun bir manada yararlanma, zenginleşme anlayışını ortaya koymaktadır. Bunları elbette tabir edeceğiz” diye konuştu.
“YARGIÇ HAKKINDA DERHAL ŞİKAYET SÜRECİ BAŞLATACAĞIM”
Mahkeme tarafından Kılıçdaroğlu hakkında verilen ‘tedbiren uyarı’ kararı için yargıça dava açacaklarını belirten Çelik, “Şu an prestijiyle mahkeme yargıcı tarafından bir hukuksuz yaklaşım orta karar da konulmuş. Yargıç sayın genel liderimize yönelik ‘sözde tedbiren uyarma’ üzere absürt ve hukuksuz bir kıymetlendirme yapmış. Yargıçla ilgili olarak derhal şikâyet süreci yapacağım hem de o karara karşı itiraz süreci yapacağız. Zira o yargıç çok net bir formda siyasi argümanlarla hareket ettiğini ve hiçbir biçimde objektif davranmayacağını, talimatla hareket ettiği gerçeğini ortaya koymuş oldu. Hukuk dünyasında bu türlü bir karar olamaz” tabirlerini kullandı.
“DAVA DİLEKÇESİ BİZE GELMEDEN KARAR VERİLMİŞ”
Dava dilekçesinin kendilerine iletilmeden karar verildiğini açıklayan Çelik, şöyle konuştu;
“Bir dava açılıyor ve dava dilekçesi daha bize gelmeden yargıç karar verebiliyor, ‘uyarma’ diye orta karar kuruyor. Bizim savunmamızı almadan değerlendirmemizi yapmadan bu türlü bir karar veremez. Ayrıyeten her şeyden öte önlem kararları ‘ancak ve fakat uygulanabilen nitelikteki önlem kararları verilebilir’ formunda yasal düzenleme bulunmakta. Artık bunun uygulanabilir mümkünlüğü hiçbir biçimde yok. Öte yandan çok açık bir formda Anayasa’nın 83. unsuru çiğnenmiş durumda. Zira Anayasa’nın 83. unsurunda milletvekillerinin mecliste yapmış olduğu açıklamalar ve sonrasında bunların dışarda tekrar etmesi durumunda engellenme yalnızca ve yalnızca Anayasa’nın 83. hususunda düzenlenmiş. O da Meclis Genel Konseyi Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine bu konuşmasının tekrarında genel konseyinin karar alması hali için geçerlidir. Onun dışında milletvekillerinin yaptığı açıklamaya yönelik hiçbir sınırlama asla getirilemez. Bu durumda yargıç kendini TBMM yerine koymuş, açıkça kabahat işlemiş ve misyonunu berbata kullanmıştır. Biz o yargıçla ilgili gereğini yapacağız ve yaptırımlara maruz bırakılması için elimizden geleni her şeyi yapmış olacağız. Bu davayı da kazanacağız.”
News
