AKP iktidarında “yaz-boz tahtası”na dönen eğitimdeki tenkitler, bu defa içeriden yöneltildi. Ulusal Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı genel müdürlüklerinin 2021’e ait faaliyet raporlarında, eğitime yönelik çeşitli tenkitler yöneltildi. MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün (OGM) raporu, iktidarın bitirmeyi vaat ettiği ikili eğitimin, bitmek bir yana yine artışa geçtiği kaydedildi. 2012’de, eğitimciler tarafından eleştirilen 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesiyle okula başlayan öğrencilerin 2020’de 8. sınıfı tamamladığı ve liseye geçtiği aktarılan raporda, “Temel eğitimden ortaöğretime geçen öğrenci sayılarında bir evvelki yıla nazaran 460 bin artış yaşanmış ve ortaöğretim kurumlarına yerleşecek öğrenci sayısı 1 milyon 212 bin 986’dan 1 milyon 672 bin 986 olmuştur. Öğrenci sayısındaki bu artışa dayalı olarak ikili okul sayılarında 2020-2021 eğitim öğretim yılında artış yaşanmıştır” denildi. Raporda, kimi bölgelerdeki zelzeleler nedeniyle yıkım ve güçlendirme kararı alınan okullar nedeniyle de ikili eğitime muhtaçlık duyulduğu aktarıldı.
“SINAV SİSTEMİ YETERSİZ”
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nün 2021 raporunda ise bakanlığın formasyon siyaseti eleştirildi. Mahmut Özer’in bakan olmasının akabinde tekrar uygulanmaya başlanan formasyon sistemine yönelik tenkitlerin yer aldığı raporun “zayıflıklar” kısmında, “arz ve talep istikrarı göz önünde bulundurulmadan formasyon eğitimlerinin verildiği” kaydedildi. “Zayıflık” münasebeti olarak da “ilgili kurumların sorumluluk paylaşımı konusunda gereğince efor sarf etmemeleri” gösterildi. “Öğretmen adaylarının seçiminde duyusal ve psikometri maharetlerin ölçüldüğü bir imtihan sisteminin olmadığı” da aktarılan raporda, “bilişsel yüklü soruların sorulduğu imtihan puanlarına bağlı kalınması ve adayların fizikî ve kişilik özelliklerinin dikkate alınmadığı” kaydedilerek “sınav sisteminin yetersiz kaldığı” vurgulandı. Ayrıyeten, kurumda, “uzman işçi sayısının da kâfi olmadığı” belirtildi.
MEB İşçi Genel Müdürlüğü’nün 2021 raporunda da dikkat çeken bir “zayıflık” eleştirisi yer aldı. Eğitimde MEB’e alternatif heyetlerin bulunduğu, sivil toplum kuruluşlarının da MEB’de tesirli olduğu istikametindeki tenkitleri anımsatan kısımda, “eğitime ait süreçlerde birçok kurum ve kuruluşun rol oynadığı” belirtildi. İlgili kısımda, “ortak paydada buluşulamadığı, karar alma suratında yavaşlama olduğu” kaydedildi.
News
