Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, yetişkinlerde uyku bozukluklarına yol açan yaklaşık 100 hastalık olduğuna değinerek bunlardan en yaygın ve en kıymetli olanın, sinsi ilerlemesi ve çok önemli hastalıklara hatta mevte yol açabilmesi nedeniyle uyku apnesi olduğunu söyledi.
Uykuda nefesin 10 saniye ve daha uzun mühletle kesilmesine ‘uyku apnesi‘ ismi verildiğini belirten Dr. Ortaçbayram, “Uykuda teneffüsün yavaşlamasına hipopne, 10 saniyeden daha uzun kesilmesine ise ‘uyku apnesi’ denilir. Uykuda nefes kesilmelerinin sayısı saatte 5’in üstünde ise uyku apnesi sendromu kelam mevzusudur” dedi.
“EVE ÇOK YORGUN DÖNER, TELEVİZYON KARŞISINDA UYUKLAR”
Dr. Ortaçbayram, uyku apneli hastanın ömür kalitesinin bozulduğuna dikkat çekerek “Her vakit, her yerde, hatta direksiyon başında bile uyuyabilir. Yüksek şiddette horlaması çevreyi rahatsız eder. Ses o kadar yüksektir ki bazen kendisi bile horlama sesinden uyanır. İşe yorgun sarfiyat, dikkatini toplamakta zahmet çeker. Çalışma zevki yok olur. Konuta çok yorgun döner, televizyon karşısında uyuklamaya başlar. Ailesi ve etrafıyla irtibatı bozulur” diye konuştu.
Tedavi edilmemiş uyku apnesinin, kişiyi; hipertansiyon, enfarktüs ve kalp ritmi bozukluklarında yüksek risk kümesine soktuğunu ve hatta trafik kazasına bile neden olabildiğini söyledi.
“HORLAYANLAR VE GÜN İÇİNDE UYUKLAYANLAR DİKKAT ETMELİ”
Uyku apnesinin pek çok belirtisi olduğundan bahseden Dr. Ortaçbayram, bu belirtileri şöyle sıraladı: “Horlama, uykuda nefes kesilmesi, sabahları yorgunluk ve baş ağrısı, gün içinde uyuklama isteği, dikkat bozukluğu, kalp sıkıntıları, hipertansiyon, mide ve bağırsak reflüsü ile cinsel isteksizlik.”
Dr. Ortaçbayram, yeteri kadar uyuduğunu düşünen lakin yorgun kalkanlar, gün içinde halsiz olan ve uykusu gelen bireylerde de uyku apnesi sendromunun araştırılması gerektiğini kelamlarına ekledi.
“DOKTOR BU ÜÇ SORUYU SORACAKTIR”
Bu belirtileri gözlemleyen kişinin kesinlikle bir tabibe müracaatını öneren Dr. Ortaçbayram, “Teşhis koyarken tabibin hastaya soracağı 3 soru uyku apne hastalığını tanımasına yardımcı olur: ‘Horlama var mı?’, ‘Uykuda nefes kesilmesi var mı?’, ‘Gün içi uyuklama isteği var mı?’ Şayet bu sorulara verilen karşılıklar evet ise, o bireyde uyku apne hastalığı olma ihtimali üzerinde durulmalıdır” dedi.
Dr. Ortaçbayram, kesin teşhisin ise, ‘polisomnografi‘ yani uyku testi ile konulduğunu, hastanın bir gecesini uyku laboratuvarında geçirdiğini ve bedene yerleştirilen elektrotlarla hastanın uykusunun izlendiğini tabir etti.
“MASKE YARDIMI İLE BASINÇLI HAVA SAYESİNDE TENEFFÜS YOLLARININ KAPANMASI ÖNLENİR”
Dr. Ortaçbayram, hastalığı önlemek için dikkat edilmesi gerekenlerin hastanın kilo vermesi, hayat şartlarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması, spor yapması olduğunu söyledi. Muvaffakiyet bahtı en yüksek olan uygulamanın ise CPAP denilen aygıt ile ve hastaya takılan bir maske yardımı ile sürekli-basınçlı hava verilmesi olduğunun altını çizen Dr. Ortaçbayram “Bu bir nevi hava makinesi. Bu CPAP aygıtına bağlı bulunan maske hastaya takılır ve hekim tarafından belirlenen basınçlı hava hastaya verilir. Aygıt gece boyunca kullanılır ve basınçlı hava sayesinde teneffüs yollarının kapanması önlenir. Böylece hasta uykusunda nefes durması üzere problemler yaşamaz ve uyku nizamı daha kaliteli hale gelir” diye konuştu.
Dr. Ortaçbayram ayrıyeten, gerekmesi halinde kulak burun boğaz uzmanlarınca bedellendirilen uygun hastalara cerrahi müdahale yapılabildiğini belirtti.
News
