Türkiye’de ve dünyada sebebi bilinen ölümlerde birinci sırada kalp ve damar hastalıkları yer alıyor. Kalp krizi geçirme riskine sahip olan bireyleri erken saptamak gerek medikal gerekse girişimsel tedavi metotlarını kullanarak kişi ve toplumun sıhhatini korumaktır. Bu bağlamda bu risk faktörlerini belirlemenin kıymetli olduğunu vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, “Kalp krizi ve kalp damar hastalığını yalnızca yaşa bağlamak epeyce yanlış olur ve buzdağının görünen kısmına dikkat çekmiş oluruz. Bu nedenle öteki risk faktörlerini belirlemek ve mümkün hayli tedavisini sağlamak gerekmektedir” dedi.
KALP KRİZİ GEÇİRME YAŞI GENÇ YAŞLARA YANLIŞSIZ GERİLİYOR
Kalp damar tıkanıklığının neden olduğu tablolar ortasında ise kalp krizi, kalp yetersizliği, ritim bozuklukları en sık görülenlerdir. Bu bağlamda erken teşhis ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğu bu tabloda değerli olan noktanın kalp krizi geçirme riskine sahip olan şahısları erken saptamak olduğuna değinen Prof. Dr. Ateşal, “Kalp damar hastalığına yakalanma açısından yaş değerli bir faktörüdür. Yaşlanma süreci ile atar damarlarda gelişen yağlanma, tıkanma artmakta ve bireylerin kalp krizi geçirme riski artmaktadır. Lakin son vakitlerde çeşitli faktörler nedeni ile kalp krizi geçirme yaşı genç yaşlara hakikat kaymaktadır. Bu faktörlerin belirlenmesi, faal tedavisi gerekmektedir. Kalp krizi ve kalp damar hastalığını yalnızca yaşa bağlamak hayli yanlış olur ve buzdağının yalnızca görünen kısmına dikkat çekmiş oluruz. Bu nedenle öteki risk faktörlerini belirlemek ve mümkün epeyce tedavisini sağlamak gerekmektedir” sözlerini kullandı.
SİGARA KIYMETLİ FAKTÖR
Ateşal, sigara içme alışkanlığı kalp damar hastalıkları ve kalp krizi açısından değerli etken olduğunu söyleyerek açıklamalarına şöyle devam etti: “Yapılan çalışmalarda sigara tüketimi kalp damar tıkanıklığının hem akut (kalp krizi, aritmi), hem kronik (kalp yetersizliği) sonuçlarını artırmakta olduğu gösterilmiştir. Sigaranın bırakılmasını sağlamak bu bireyleri uzun devir kalp krizi riskini azaltmak için en faal tedavi sistemidir. Şeker hastalığı, Tansiyon yüksekliği ve Kolesterol yüksekliği de toplumda yaygın olan tedavi edilebilir kalp krizi risk faktörlerindendir. Hayat şekli değişikliği ve ilaç tedavisi ile bu hastalıkların tedavisi hayat kurtarıcı olabilmektedir. Hayat şekli değişikliği olarak ise sağlıklı diyet ve spor alışkanlıklarının bireylere kazandırılması gerekmektedir. Şişmanlık, hareketsiz hayat, sıhhatsiz diyet alışkanlıkları nedeni ile toplumda artmakta olan kalp krizi risk faktörlerindendir. Beden kitle endeksinin, bel etrafının olağanın üzerinde olması hem kalp krizi riskini artırmakta hem de kolesterol yüksekliğine, şeker yüksekliğine, tansiyon yüksekliğine neden olmaktadır. O yüzden beden kitle endeksinin düşürülmesi kalp krizi riskini azaltmaktadır.”
DEPRESYONUN DENETİM ALTINA ALINMASI KRİZ RİSKİNİ AZALTMAKTA
Ateşal, “Koroner arter hastalığına sahip olan bireylerinde erken devirde belirlenmesi, medikal(ilaç) ve girişimsel tedavi yolları ile tedavi edilmesi de kalp krizi riskini düşürmektedir. Bunları dikkate alarak kalp damar hastalıklarını ve kalp krizini yalnızca yaşa ve yaşlılığa bağlamak çok yanlış olur. Şeker hastalığı, Tansiyon hastalığı, Kolesterol yüksekliği, sigara tüketimi, şişmanlık, kalp hastalıkları açısından aile hikayesi olması, gerilim, depresyon üzere risk faktörlerine sahip olan şahıslarında belirlenmesi denetim altına alınması kalp damar hastalıkları, krizi riskini azaltmakta faal tekniklerdir. Bu yüzden kalp krizi yaşa değil, riske bağlı diyoruz ve risk faktörlerine sahip bireylerin periyodik kardiyolojik muayene olmasını öneriyoruz” biçiminde konuştu.
News
