İç Hastalıkları Kısmı Uzmanı Doç. Dr. Hatice Karagöz: ‘Günlük tuz alımını 1 çay kaşığı ile sınırlandırın’
İç Hastalıkları Kısmı Uzmanı Doç. Dr. Hatice Karagöz; tuz kullanımı hakkında bilgiler verdi.
Tuzun, hayati fonksiyonların yerine getirilmesi için epeyce değerli besin unsurlarından bir tanesi olduğunu belirten Doç. Dr. Karagöz, “Sofra tuzu olarak isimlendirdiğimiz husus aslında sodyum ve klor elementlerinin bileşiminden oluşur. Bizim tuz olarak kastettiğimiz aslında yiyeceklerdeki sodyum içeriğidir. Her ne kadar hayatımızın idamesi için belirli ölçü tuz kullanımı elzem olsa da tuzun fazla kullanımı da birtakım hastalıklara yer hazırlamaktadır” dedi. Tuzun Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen ölçüsünün günlük yaklaşık 5 gram olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karagöz, “Bu 1 çay kaşığına tekabül eder. Bizim burada kastettiğimiz sağlıklı erişkin bireylerdeki kullanım ölçüsüdür. Çocuklarda, kalp, böbrek ya da tiroid hastalığı üzere özellikli kümelerde bu oranlar daha da azaltılabilir” diye konuştu.
“EV ÜRETİMİ SALÇA, TURŞU YÜKSEK ORANDA TUZ İÇERİYOR”
Tuz kullanımında paketli besinlerin tüketimine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Karagöz; “Dikkat edilmesi gereken en değerli nokta şu; günlük alınması gereken tuz ölçüsünün yaklaşık 4’te 3’ü nü farkında olmadan yiyeceklerin içinde hazır olarak bulunan tuzdan almaktayız. Yalnızca 4’te 1’ini bilerek yemeklerimize koyduğumuz tuzla karşılamaktayız. Bu nedenle bilhassa paketli hazır besinlerin, konut üretimi turşu, salça, konserve besinlerin yüksek oranda tuz içerdiğini kesinlikle göz önünde bulundurmalıyız. Yemeklerimizde bu besinleri kullanıyorsak başka besinlerin tuzsuz olmasına dikkat ederek dengeleyebiliriz” tabirlerini kullandı.
“YÜKSEK ÖLÇÜDE TUZ TÜKETİMİ HİPERTANSİYON HARİCİNDE PEK ÇOK HASTALIK İÇİN DE TABAN HAZIRLAR”
Doç. Dr. Hatice Karagöz; “Tuzun yol açtığı sağlık sorunlarından en kıymetlisi hipertansiyondur. Onun dışında yalnızca tansiyon hastalarında değil, böbrek ve tiroid hastalarında, kalp sıhhati sorunu olanlarda kesinlikle tuz kısıtlamasına dikkat etmemiz gerekiyor. Yalnızca hasta olan bireylerde değil sağlıklı bireylerde de bilhassa tuz kısıtlaması yapan kimselerin yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları , osteoporoz ve hatta mide kanseri üzere birçok hastalıktan korunduğu ve sağlıklı bir yaşlanma gösterdiği yapılan çalışmalarda kanıtlanmıştır” dedi.
“TABAĞIMIZDAKİ YEMEĞE TUZ EKMEMELİYİZ”
Sağlık Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda bilhassa restoranlardaki masalarda tuz kullanımının yasaklandığını anımsatan Doç. Dr. Karagöz; “Bunun da önemli yararını görmekteyiz. Tuz azaltmayı kendimiz de yapabiliriz. En değerlisi yemekleri pişirirken mümkün olduğunca az tuz koymakla başlayabiliriz. Tabağımıza koyduğumuz yemeğe mutlaka ekstra tuz ekmemeliyiz. Şayet sofrada tuzu ağır bir yemek yiyorsak, öteki yemeklerin bunu dengeleyecek halde çok az tuzlu olmasına dikkat etmeliyiz. Masadan tuzu kaldırmalıyız, zira tuzluk uyarıcı olur ve tuz atma fikrini aklımıza getirir” diye konuştu. Çocuk yaş kümesinde mümkün olduğunca paketli besinlerden uzak durmak gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Karagöz “Paketli besinlerde sodyum klor dışında pek çok sodyum içeren hususlar bulunmakta. O yüzden cips üzere, bisküviler üzere unsurlardan çocuklarımızı uzak tutmamız gerekiyor. Bu besinlerden uzak tutmak, günlük tuz alımını dengelediği üzere sağlıklı beslenme alışkanlığı da kazandırır” biçiminde konuştu.
News