Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı.
İfadesinin alınmasının akabinde hür bırakıldı. 23 Haziran 2010’da tekrar söze çağrılan Can birebir gün intihar etti. İntiharının akabinde annesi Hatice Can, oğlunun cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına dair sözlerin yazılı olduğu bir not buldu.
Onur Yaser Can’ın vefatından 12 yıl sonra açılan davanın ikinci duruşması 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sanık polis amiri Hakan Aydın duruşmaya SEGBİS yoluyla katıldı. Aydın, “Tahkikat evrakında imzam yok. Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum. Fiziki takibinde vardım. Süreç sırasında orada değildim. Ne yapıldığı konusunda bilgim yoktur. Benim gözlemime nazaran Onur Yaser Can’ın ruhsal durumu yerinde değildi. Aslında uyuşturucu kullananların ruhsal durumu uygun olmuyor” dedi.
TANIKLAR KONUŞTU
Onur Yaser Can’ın gözaltına alındıktan sonra avukatı olan Candan Kaplan ise, “Onur Yaser Can ikinci kez tabire çağrıldığını, tabirine ‘Hacı’ diye tanımadığı birini eklediklerini, imzalamaya mecbur bırakıldığını söyledi. Müvekkilimi de yine tabire getirmem söylendi. Emniyetten çıktıktan sonra ifadeyi Onur Yaser Can’a okudum zira ona hiçbir tabir tutanağını vermemişlerdi. Polislerin tutumundan çok şüphelendim. Can ‘Anlatmadığım birtakım şeyler var size” demişti. Sonraki gün söze gidecektik orada konuşuruz diye konuşmuştuk. Sonraki gün intihar haberi geldi. Onur Yaser Can’ın arkadaşı Cihan Pehlivan da, ‘Yaser, evvel anlatmak istemedi. Polis sorgusunu anlattı. Çırılçıplak soyulduğunu, mimar olmasıyla dalga geçtiklerini söyledi” dedi.
‘KEYFİLİKTEN AİLEMİ KAYBETTİM’
Mahkemede Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can da kelam aldı. Can, “Narkotik polisinin keyfi davranışlarından annemi babamı kardeşimi kaybettim. Ölmüş bir çocuk hakkında polis fezlekesi düzenlenir mi? Hem isimli hem idari yargıda gerisi arkasına verilen takipsizlik kararları, onlarca savcı, emniyet müdürü, müfettişi, vali var. Hepsi FETÖ’den yargılandı. Evrakta sahtecilik buyruğunu veren de Hakan Aydın. Onun talimatı olmadan bunların hiçbiri yapılama” dedi.
Sanık uzman Zafer Özdemir’in avukatı Ayşe Ay Acar ise yargılamanın kuşkuya yer vermeksizin azap suçlamasıyla devam etmesi gerektiğini söyledi.
ARA KARAR AÇIKLANDI
Duruşma savcısı da o periyot Narkotik Şube Müdürlüğü’nde misyonlu polislerle ilgili ‘ağırlaştırılmış işkence’ ve ‘görevi berbata kullanma’ suçlamalarıyla yapılan şikayetlerin belgesinin istenmesini talep etti. Mahkeme, orta kararında bu evrakın istenmesine karar verdi. Sanıkların duruşmaya katılma zorunluluğunun devamına karar veren heyet, ‘işkence’ teziyle ilgili cürüm duyurusunun kararla birlikte kıymetlendirilmesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 3 Şubat 2023 saat 14:00’te yapılacak.
‘HESAP VERECEKLER’
Duruşma sonu basın açıklaması yapan Ezgi Sevgi Can, “Bu dava 28 yaşında bir gencin azap sonucu intihara sürüklenmesi ve akabinde itinayla işleyen cezasızlık politikalarıdır. Ben bu döngünün kırılması için çabanın ortaklaşması gerektiğini düşünüyorum. 12 yıl evvel ağabeyime işkenceyi FETÖ’ye üyelikten aldıkları nüfuzla uygulayan sanık polisler, devran döndü. 12 yıl sonra yargı önüne çıktılar hesap veriyorlar. 25 Kasım’da azapla gözaltına alan polisler de bir gün devran döner hesap verirler” dedi.
News
